ıstırap

ıstırap
[ıstıra:p]
阿́ is.
1. 痛苦, 悲痛, 难受, 伤心: Kocasının ölümünden duyduğu ıstırap çok büyük oldu. 丈夫的死使她极其悲痛。
2. 疼痛: yaraların verdiği \ıstırap 伤痛 derin bir \ıstırap içinde kıvranmak 在极度痛苦中挣扎
◇ \ıstırap çekmek 难受, 痛苦, 受苦: Hasta, çok ıstırap çekiyor. 病人现在非常痛苦。Kızlığında çok ıstırap çekti ama evlendikten sonra bir adam evlâdına düştü de hırpalanmadı. 她做姑娘的时候受了许多苦, 但是结婚以后遇到了一个好人家, 再没有受过虐待。\ıstırap vermek 使难受, 使痛苦, 使伤心: Dostların lâkaydisi düşmanların hıyanetinden daha ziyade ıstırap verir. 朋友的冷漠比敌人的阴险狡诈更加使人伤心。Yaram çok ıstırap veriyor. 伤口的折磨使我非常痛苦。\ıstırapla 痛苦地: Bir sancılı yerine dokumuşum gibi, ıstırapla: Bırak, ilişme, diye inledi. 好像我碰到了他的痛处, 他一声惨叫: “放开, 别碰。”

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • ıstırap — is., bı, Ar. iżṭirāb 1) Acı 2) mec. Üzüntü, sıkıntı, keder İyi bir şoför her çeşit ıstıraba katlanmalıdır. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ıstırap çekmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ıstırap çekmek — ağrı ve acı içinde kıvranmak, aşırı derecede üzülmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Muhsin Ertuğrul — Born March 7, 1892 Yalova, Ottoman Empire Died April 29, 1979 Istanbul, Turkey …   Wikipedia

  • Эртугрул Мухсин-Бей — Мухсин Эртугрул Имя при рождении: Muhsin Ertuğrul Дата рождения: 7 марта 1892(1892 03 07) Место рождения: Ялова …   Википедия

  • Robert Scholz (Schauspieler) — Robert Scholz auf einer Fotografie von Alexander Binder Robert Scholz (* 23. April 1886; † 10. Oktober 1927 in Berlin) war ein deutscher Schauspieler. Leben Er stand zunächst auf verschiedenen deutsc …   Deutsch Wikipedia

  • acı — is. 1) Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı Acıyı sever. 2) sf. Tadı bu nitelikte olan Acı kahvesini yudumluyordu. T. Buğra 3) Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık, ıstırap Omuzlarına kadar vücudun derisini …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • asap — is., bı, Ar. aˁṣāb Sinir Bu büyük ıstırap asabına uyuşukluk getirdi. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başkaldırı — is. Ayaklanma, isyan Tartışma, insanların ıstırap ve acıya karşı duydukları başkaldırıya dayanıyordu. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diyar — is., Ar. diyār 1) Ülke Bir gün dedim ki istemem artık ne yer ne yâr / Çıktım sürekli gurbete gezdim diyar diyar. Y. K. Beyatlı 2) mec. Dünya Arkamda başka bir diyar, sıkıntı, ıstırap ve kudret diyarı var. H. E. Adıvar 3) mec. Bazı nitelik veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göğüs göğüse — zf. Karşı karşıya, yüz yüze Tehlike, ıstırap, korku orada göğüs göğüse bir kavganın acılarını tattım. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ıstıraplı — sf. Istırap veren, acılı, sıkıntılı Istıraplı günler artık geçti …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”